Psikolojide Sağlıklı Sınırlar
İnsanlar çeşitli nedenlerle sınırlardan yoksun olabilir, ancak çoğu zaman kökleri çocuklukta yatmaktadır. Örneğin, ebeveynlerinizden birinin bir engeli, zihinsel sağlık sorunu veya bağımlılığı varsa ve çocukken desteğinize ihtiyaç duyuyorsa, yetişkinlikte kendinizi genellikle bir yardımcı veya kurtarıcı rolünde bulabilirsiniz. Ya da bir bakıcı mahremiyetinize veya alanınıza saygı göstermediyse (örneğin, eşyalarınızı karıştırarak veya odanıza kapıyı çalmadan girerek), o zaman bir yetişkin olarak mahremiyetinizin hakkınız olduğunu düşünmeyebilirsiniz. Ya da istismar, ihmal veya terk edilme yaşadıysanız, o zaman kendinizi ifade etmekte hala zorlanabilirsiniz, çünkü size duygularınızın önemli olmadığı çok uzun süre öğretildi. Dahası, tekrar terk edilmekten veya reddedilmekten o kadar korkmuş hissedebilirsiniz ki ‘hayır’ demek neredeyse imkansız hale gelir.
“Duygusal sınırlarımıza saygı duyulduğunda, kendimizi değerli, onurlu ve güvende hissederiz. Sınırlar iyileştirici olabilir; sınırlar, birinin kendini kullanılmış hissetmemesine yardımcı olabilir.” Sınırları korumak zor olsa da, insanların kendi seslerine ve ihtiyaçlarına öncelik vermelerine izin vererek öz-şefkat ve öz saygıyı artırır. Ancak duygusal sınırlarımıza saygı gösterilmediğinde, bunalmış, zorbalığa uğramış veya endişeli hissetmemize neden olabilir. Sadece bu da değil, aynı zamanda sınırlarımıza sürekli saygısızlık edilirse, devam eden umutsuzluk ve güçsüzlük duyguları kronik kaygıyı, depresyonu ve hatta travmayı tetikleyebilir.